Ataturk, Anadolu cografyasinda, kulturel ve tarihsel degerler uzerinden, Turkiye toplumunu bir degisim, yenilesme, gelisim surecine tasiyan buyuk bir dusunur ve essiz bir yeniden yapilanmanin mimaridir. Coken Osmanli Devleti'nin yerine, Turkiye insaninin katilimini ve bireysel inisiyatifini harekete gecirerek, yepyeni bir siyasal ve sosyal yapilanmayi, yeni bir yasam bicimini hayata gecirmeyi amaclamistir. Bu acidan, Turkiye Cumhuriyeti'nin kurulus ilkeleri, yeniden yapilanma ve degisim atilimlarina bakilinca Ataturk'un dehasi carpici bir hal almaktadir. Cumhuriyet Turkiyesi'nin hangi evrelerden gecerek, ne tur bir dusunsel birikimin uzerine kurgulandigi sorunu, bu kitabin ana eksenini olusturuyor. Ama "Ataturkculugu yorumlarken, gunluk siyasi ve sosyal akimlarin etkisiyle onaylama veya bagnaz tepkilerle karsilasmak olanaklidir. Toplumumuzu, uzlasmaz iki kitle halinde karsi karsiya getiren derin anlasmazligin, felaketli sonuclar getirebilecegini daima hatirda tutarak, karsitligi cozmek, uzlasma yollarini bulmak zorundayiz. "Yurdun gelecegi icin iki taraf da, bagnaz, uzlasmaz tavrindan kurtulmak zorundadir. Kisacasi demokrasi ozgurlugu, yok etmek ozgurlugu degildir. Demokrasi, toplumda barisi guvence altina almak icin uzlasma ve denge zeminidir."