İNSAN TANRI DEĞİLDİR
İnsan olamayınca tanrı olmaya çalıştı beşer. Başaramayınca tanrıya insan zaafları yükleyerek evcilleştirmek istedi onu. Böylece bu üstün ve meçhul varlık karşısındaki korkularından kurtulacak, kendi zaaflarını taşıyan bir tanrıdan en fazla aile bireyleri kadar çekinecekti. Öte yandan tabiat olaylarını anlamlandırmak için de ihtiyacı vardı onlara. Yıldırım düşüyorsa ormana Zeus fırlattığı içindi, deprem oluyorsa tanrılar bir canavarı dağların içine hapsettiklerinden.
Mitoloji dediğimizde aklımıza “Eski Yunan”ın gelmesi onların tanrıyla insan arasındaki mesafeyi ortadan kaldırmaları yüzündendir. Kadim Mısır kedi başlı bir insan olarak görmüştü tanrıyı, Mezopotamya kuş başlı adam ya da boğa başlı aslan olarak. Sarhoş tanrılar, öfkeli yarı tanrılar ürettiler kendine benzetebilmek ve kendi zaaflarını yontmak zorunda kalmamak için. Gün geldi başına açtığı kalabalık tanrılarından sıkıldı da gözünü tek bir yaratana çevirdi. Fakat insan bu, sıkılması ve taşlarını elleriyle dizdiği yolu yine kendi elleriyle bozması gecikmedi. Baktı ki dünya değişti ve bu kadar hırslı, kindar tanrıyla birlikte dönemedi. İşte o zaman hayallerindeki tanrıları eserlerine taşıyarak her birini sonsuza kadar yaşattı ve üzerlerinde hâkimiyet kurarak onların tanrısı konumuna yükseldi.
İnsanın bu kadim çıkmazından esinlenerek biz de dosya konumuzu “Edebiyat ve Mitoloji” olarak belirledik. Hasan Akay “Şiirde Paganist Eğilimler ve Mit Meselesi!”; Mehmet Sabri Genç “Mitosun Yumuşattığı Balçık: Edebiyat”; Şaban Çobanoğlu “Trajediden Modern Anlatıya, Musikiden Sûfizme Ruha Üflenen Kadim Bir Nefes: Katarsis”; Dursun Ali Tökel “Yitik Mitik Varoluşta Edebiyat Yapmak”; Ünal Çelik “Beyaz Lisanın İzindeki Şair: Yahya Kemal”; Oğuz Şenses “Âşık Ömer Divanı’nda Geçen Mitolojik Şahıslar”; Güzide Ertürk “İlahi Komedya’da Mitoloji”; Ertuğrul Aydın “Edebiyatın Zamanlararası Çatısı: Mitoloji”; Hayrettin Orhanoğlu “Mitoloji Şiirin Nesi Olur?”; Jale Nur Turgut “Öykü ve Mitoloji Eveline (James Joyce)”; Tuğba Eroğlu “Geçmişten Bir Alıntı: Şamanlar ve Yüzleri” ve İsmail Güleç “Mitoloji, Efsane, Menkıbe” başlıklı yazılarıyla dosyamızı unutulmaz kılan kalemlerimiz.
Konumuz mitoloji olunca bu alanda önemli çalışmalara imza atmış bir ismi ağırladık röportaj sayfalarımızda: Aydın Afacan. Mitolojinin birçok yönünü “Mitler Edebiyatı Hiçbir Zaman Terk Etmedi” diyen Aydın Afacan’la Ercan Yılmaz konuştu.
Bu sayının şairleri Şafak Çelik, Meryem Kılıç, Hüseyin Akın, Âdem Yazıcı, Ayşe Sevim, Hasan Akay, Mustafa Köneçoğlu, Mustafa Uçurum, Sümeyra Yaman, Sevgi Yerlioğlu, Rukiye Suak, Betül Aksakal ve Bahaddin Tuncer. Öykücüleri Aziza Rüya, Bünyamin Demirci, Ela Korgan, Fatma Tavukçuoğlu, Özlem Göktaş ve Hülya Sarıhan. Ahmet Erbil ise bir Charles Dickens öyküsü çevirisiyle sayfalarımızda yerini aldı.
Uzun bir aradan sonra Hüseyin Su bir denemeyle yer alıyor Karabatak’ta. Hoşgeldiniz, diyor, deneme bölümümüzde bu yetkin yazıların devam etmesini ümit ediyoruz. Deneme sayfalarımızın diğer ismi ise bir süredir spor imgelerini edebiyata dönüştüren Tuğba Ekiz. Poetika bölümüyse Ali Ömer Akbulut’la yine zengin bir içerik kazanıyor. Projektör’ün bu sayıdaki konuğu genç bir şair: Şafak Çelik. Kitap bölümümüzde Şafak Çelik, Mustafa Sarı’nın ilk şiir kitabı “Aksak Engerek”i; Sümeyra Yaman, Filiç Geç’in ilk şiir kitabı “Alışılmadık Deniz”i; Sare Öztürk, Bülent Özdemir’in ilk şiir kitabı “Hiç ve Her Şey”i, Ahmet Can, Sare Öztürk’ün ilk şiir kitabı “Sordum Sarı”yı okurlarımız için tanıttı.
Ve elbette olmazsa olmaz dostlarımız: Gezi yazısıyla F. Hande Topbaş, bu yazının fotoğraflarıyla M. S. Topbaş, tiyatro eleştirisiyle Derya Özer, öykü çizimleriyle Ayşe Ural, kara kalem çalışmasıyla Ertan Ayhan Sertöz, “Çizginin Ötesi” sayfasıyla Sabahattin Kayış ve dergimizin diğer görsel sanatlarının mimarı Sedat Gever.
Karabatak, kırk birinci kez havalanırken “Maşallah” diyoruz kırk bir kere.