Varlık Anlayışından Ahlâkî Temellere İSLAM’DA EKOLOJİ
Description:... Evrende bir atomun yapısından gezegenlere ve yıldızlara, bir hücreden dünyadaki ekosistemin bütününe kadar her şey, insanda hayranlık uyandıran eşsiz bir tasarım ve mükemmel bir düzen içindedir. Bu düzen içinde kimi sapmaların bulunması ve bunların insanların tutum ve davranışlarından kaynaklanması, insan-çevre ilişkilerini ilmî ve fikrî boyutlarıyla ele almayı gerektirmektedir.
Sanayi devrimi sonrasında sanayileşme ve hızlanan teknolojik gelişmeler, 20. yüzyılda da teknolojilerin insan hayatı üzerinde çok etkin bir konuma geçmesinin çevre üzerinde çeşitli olumsuz etkileri de olmuştur. Bu etkiler arasında görmezden gelinemeyecek boyutlara ulaşan şu gelişmeleri sayabiliriz: Sanayi atıklarının çevre sağlığını ve hatta doğrudan bireylerin yaşamını tehdit edici boyutlara varması, küresel ısınma, çölleşme, ormanların kaybedilmesi, toprak erozyonu, iklim değişikliği, içme suyu kaynaklarının azalması, su kaynakları ve hava kirliliği, her biri doğal düzende insanlar tarafından bilinen veya henüz anlaşılamayan belli işlevlere sahip olan türlerin yok olması, üçüncü dünya ülkelerindeki açlık ve kuralık sorunu… Bugün insan aklı, insan hayatına büyük bir çeşitlilik katan ancak doğadaki biyolojik çeşitliliğe büyük zarar veren ve insan-dışı canlıların yaşam alışkanlıklarını doğal olmayan biçimde değiştiren teknolojiler üretmiş; üzerinde yaşadığı gezegenin yapısında değişime yol açacak bir sürece girmiştir.
Çağımızda giderek yaygınlaşan depresyon olgusunun nedenlerinden biri de fiziki çevrenin insanın yapısına uygunsuz bir niteliğe bürünmeye başlamasıdır. Kırsal alandan kentlere gidildikçe ruhsal çökkünlüklerin daha çok görülmekte olduğu da söylenebilir. Bunun bireyin sosyo-kültürel çevre koşulları yanında fizikî çevre şartları ile de sıkı bir ilişkisi vardır. Burada şu sonuca rahatlıkla varılabilir: İnsanoğlu, tüm yeteneklerinin dengeli biçimde serpildiği bir çevre içinde, çevreyle uyumunu koruyarak varoşunu gerçekleştirdiği ve çevresine olumlu etkilerde bulunabildiği sürece sağlıklı bir bütün olabilir.
Sorunun ortaya konabilmesi için çevrebiliminin terimleri ve kavramlarını, ardından çevre sorunlarını doğuran olayların arkasındaki zihniyet değişimini ve zihniyetin temel unsurlarını açıklayacağız.
Bu kitapta İslam’ın tabiî çevreye bakış açısı, seküler yaklaşımla da karşılaştırması yapılmak suretiyle, ayetler ve Müslüman ilim adamlarının yorumları ışığında ele alınacaktır. Başka bir ifadeyle, ekolojik denge ve çevre sorunları bağlamında tabiat üzerine kelam, yani çevre teolojisi yapılacaktır. Çünkü dinlerin, felsefenin ve özellikle de kelamın varlık ve değer, doğa ve hayatın anlamı, insan-doğa ilişkileri hakkındaki imalar içeren düzenlilik, gayelilik ve teodise gibi konulardaki birikimleri dikkate alınmaksızın çevre sorunlarının fikrî kaynaklarını anlama ve bir çevre ahlakı ortaya koyma çabaları eksik kalacaktır.
Bu çalışmanın bir amacı da insanlığın içinde yaşadıkları vasatı yaşanamaz hâline getirmemek için doğadaki varlıklarla nasıl ilişki kurmaları gerektiğine ilişkin olarak İslam’ın ahlak anlayışını ortaya koymak, bu anlayışın dayandığı temelleri ve bu temellerin gerektirdiği ilkeleri tespite çalışmaktır. Bunun için günümüze değin insan-doğa ilişkilerini konu edinen çevre ahlakı konusunda kimi ilim adamları ve düşünürler tarafından ileri sürülen görüşleri ve çeşitli dinlerin ortaya koyduğu yaklaşımları ele almak ve değerlendirmek de bu amacın gerçekleşmesi için gerekli bir inceleme alanıdır.
Show description