Bu kitap 14 yaşındaki küçük çocukların büyük hayallerle girdikleri askeri okullardan dört duvar arasına, nereye gittiği belli olmayan müebbet yolculuğunun hikayesidir.
31 Temmuz 2016 yılında çıkarılan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 16 bin 409 askeri okul öğrencisinin kazanılmış eğitim hakları ellerinden alındı. Yüzlercesinin hayatları, farkında olmadıkları ve aktif olarak hiç katkı vermedikleri bir darbe girişiminin direkt failleriymişçesine karartıldı.
KHK ile Kara Harp Okulu, Hava Harp Okulu ve Deniz Harp Okulu, Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA), Türk Silahlı Kuvvetleri Bando okulları ve bütün askeri liseler kapatıldı. Genelkurmay Başkanlığına bağlı harp okulları ve bando okulları Milli Savunma Bakanlığına; GATA, Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi adıyla Sağlık Bakanlığına; yükseköğretim birimleri ise Sağlık Bilimleri Üniversitesine devredildi.
Aynı KHK ile alınan kararların neticesinde, mezunlara, okudukları bölümlere benzeyen veya o bölümlere yakın başka bölümlerden diplomalar verildi. Bu öğrencilerin diplomalarına ‘KHK ile ihraç edilmiştir’ ibaresi eklenerek yaşam boyu karşılarına çıkacak biçimde damgalandılar. Mezun olmayan öğrenciler ise aynı şekilde yakın ve benzer bölümlerde eğitimlerini tamamladılar.
15 Temmuz 2016 günü, komutanları tarafından terör tatbikatı olduğu belirtilerek kendilerine verilen hukuka uygun emirlere uydukları için Anayasayı İhlal Suçu ile cezalandırılan yüzlerce askeri öğrenci, kursiyer teğmen ve astsubay, Türk Ceza Kanununun en ağır cezası olan müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı ve 6 yıla yakın süredir cezaevindeler.
Askeri disiplin yönetmeliğine göre, erler ve askeri öğrencilerin üstleri tarafından verilen emri
kabul etmeme, yapmama veya uygun görmeme yetkisi ve iradesi yoktur. Yönetmeliğe göre çeşitli davalarda yargılanan askeri öğrenci ve kursiyer teğmenlerin, içine çekildikleri durumdan haberdar olmaları mümkün değilken, emre itaat dışında hareket etmeleri beklenemezdi. Hem kendilerinin hem görgü tanıklarının hem de üstlerinin mahkemede verdikleri ifade ve deliller, öğrencilerin masumiyetini gösteriyordu. Ne var ki mahkemeler, yüzlerce genci topyekün yargılamalarla, haklarında ciddi ve mutlak bir delil bile bulunmamasına rağmen ağırlaştırılmış müebbet cezalarına varacak şekilde ağır cezalar vermiştir.
Darbe girişiminden, çevrelerinde toplanan vatandaşlar sayesinde haberdar olan öğrenciler, hiçbir bilgileri olmadığını, sadece öğrenci olduklarını anlatmaya çalışsalar da, kimse dinlemedi. Bazı öğrenciler, vatandaşlarla birlikte İstiklal Marşını okumaya başlamışlardı. Korku dolu ve şaşkın bakışları bile, provokatörlerin galeyana getirdiği halkın saldırılarına engel olamadı. Otobüsleri taşlandı, ateşe verildi ve masum olduklarını anlatmaya yönelik bütün çabalarına rağmen lince maruz kaldılar. Murat Tekin ve Ragıp Enes Katran toplanan kalabalık tarafından öldürüldü.
Masumiyetleri herkesçe malum olmasına ve lehlerine sunulan bütün delillere rağmen, Hava Harp Okulu’ndan 259 öğrenci, Balıkesir Astsubay Meslek Yüksekokulundan 26 öğrenci ve Kara Harp Okulu’ndan 70 öğrenci, darbe kalkışması gerekçesiyle müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.
Askeri öğrenciler 6 yıldır cezaevlerinde haksız hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunuyorlar. Bu kitap, bir yandan basında ve sosyal medyada yer alan haber, bilgi ve röportajlar yardımıyla askeri öğrencilerin mağduru oldukları hak ihlallerini ve hukuksuzlukları gündeme getirmeyi amaçlarken, bir yandan da dört duvar içinde yazdıkları mektup ve şiirlerden örneklerle iç dünyalarındaki sessiz fırtınalara kulak vermeye çalışıyor.