Muhteşem Türkler
Description:... Herkes tarafından bilinen en ünlü destan olan Oğuz Kağan destanı ona aittir ve bu destandan anlaşıldığı üzere hayatı büyük başarılar ve mucizelerle doludur. Türk yiğitleri arasında ilk sırada yer alan Oğuz Kağan, doğduğu andan itibaren mucizeler peşindedir. Rivayete göre sadece doğduğu gün annesinden süt içmiş ve sonra bir daha süt içmemiştir. Hızlı bir fiziksel gelişim göstererek bir yaşını henüz doldurmadan konuşmaya başlamıştır. Yine destanda kendisinin daha bir yaşını bitirmeden eline okunu ve yayını alarak ava giderek ününün hızla Türkler arasında yayıldığı mitolojik bir şekilde anlatılır.
Destana göre Kara Kağan’ın dünyaya gelen oğullarından biri olan Oğuz Kağan çok güzel bir çocuktur. Bir yaşındayken büyük bir adam gibi konuşmaya başlar ve: “Ben bir çadırda doğduğum için adımı Oğuz koymak gerekir” der. Bunun üzerine adını Oğuz koyarlar. Harikulade halleri görülen Oğuz, çocukluğundan ergenlik çağına kadar, her fırsatta Tanrı’yı anardı. Bu yüzden de Tanrı’nın nurlu feyzi ona erişti. Her türlü bilim ve hünerde, ok atmada, kargı kullanmada, kılıç çalmada ve bilgi hususunda, dünyaya ün salacak gelişme gösterdi. Babası onu amca kızıyla evlendirdi. Ama evlendiği kız iman etmediği için ona yanaşmadı. En sonunda kendine iman eden bir kızla evlendi.
İlk Hun hükümdarı Teoman’ın başka bir hanımından doğan ve yaşça Oğuz Kağan’dan yaşça küçük bir oğlu daha vardı. Üvey annesi, kendi oğlunu tahta geçirmeyi planlıyordu. Bunun için de çareler aradı ve sonunda Teoman’ı kandırarak Oğuz Kağan’ı güney-batı komşuları olan Kuşan’lara rehin olarak zorla yollattı. O dönemin hukuk anlayışına göre, rehin vermek, barış teminatı demekti. Yani iki taraf için savaşı değil barışı temsil ediyordu. Oğuz Kağan’ın üvey annesi, kendi oğlunun tahttaki yerini sağlamlaştırmak istiyordu. Bu yapmak için de Teoman’ı bir kere daha kandırarak Kuşan’lara savaş açtırdı. Anlaşma bozulduğundan, Oğuz Han’ın Kuşanlar tarafından öldürülmesi an meselesiyken Oğuz Han, çabucak ülkesine kaçmayı başardı. Bu başarısına çok sevinen babası ona ödül olarak 10 bin askerlik bir ordu verdi. Oğuz Kağan, eline geçen bu fırsatı kaçırmadı ve çok iyi bir şekilde değerlendirdi. Kahramanlık ve örgütlenme gibi özelliklerini kullanarak, babasına karşı beslediği olumsuz düşünceler üzerine askeri hazırlığa başladı. Bu yüzden sahip olduğu orduyu en etkili bir şekilde kullanmak için kıvrak zekâsını kullanarak çeşitli silahlar geliştirdi. Böylece Oğuz Kağan, herkesin kullandığı bir silah olan oku daha da geliştirerek menzilini uzattı.
Oğuz Kağan’ın babası ile arasındaki problemin nedeni Oğuz’un bir tek Tanrı’ya inanmasıydı. Bunu duyduğu andan itibaren babası, onu bir av dönüşü öldürmeyi planladı. Bu haberi alan Oğuz Kağan, putperest babasıyla savaşmak için hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz babasının üzerine yürüdü. Kolaylıkla onu yenerek M.Ö. 209 yılında Hun tahtına çıktı. Böylece Kağan ünvanını aldı. Babasını yendikten sonra ilk işi, doğudaki Tunguz’ları ortadan kaldırark boylarını da kendi hakimiyeti altında almak oldu.
Show description