Bu eser, bir şairlik veya bilgelik hevesinden doğmuş değildir. Aksine, her kelimesinde büyük bir çilenin nakışını, derin bir tefekkürün ve manevî hallerin izlerini görürsünüz. Allah yolunun taliplerine, eskimeyecek, değerinden bir şey kaybetmeyecek ilkeler vazeder.
Yazılanlar, ilhamlara açık bir gönülden süzülen hikmetlerden ibarettir. Ötelerden gelen bu esintiler, hassas ve istidatlı sineleri kavrayıp, sanki çok uzun bir yolculuğa hazırlar gibidir.
Okudukça, önünüzde bir takım aydınlık kapılar aralanır, manevi bir iklime girdiğinizi hissedersiniz. Burcu burcu tasavvuf kokan, ilahi aşkla yüklü mısralarla gönlünüz kanatlanır. Unutulmaya yüz tutmuş, bir duygu ve düşünce atmosferi sarar sizi. Bazen yaşayamamanın ezikliği bir sızı olur, oturur yüreğinize. Bazen de ümit kıvılcımları yanar, aydınlığı sımsıkı tutarsınız içinizde.
İslami yaşantının, menfi propagandalarla örselenmiş tasavvuf boyutu, kısa ve özel olarak anlatılmıştır. Ancak ayrıntıya inilmekten kaçınılmıştır. Tasavvufun ne olup, ne olmadığı noktasında net kabulleri oluşturacağına inanıyoruz. Ayrıca insana, insan sevgisine, insan-ı kamile ve hoşgörüye dair mısralar veya sözler, çok nadir incelikleri yakalamış görünüyor. Tövbeden vuslata kadar pek çok ıstılaha değinilmiş, anlaşılır hale getirilmiş.
Gönül adamları bulundukları beldenin değil, belki de yaşadıkları asrın süsüdürler. Sözleriyle, gelecek nesillere de ışık tutarlar. Onlar, peygamberlerden sonra, insanlara Allah (C.C.)'ı tanıtan, vuslat yolunda ilerlemelerini sağlayan mürebbi ve mürşidlerdir.
İşte, Ahmet Ulukaya da uzun yıllardır sohbetleriyle, yaşantısıyla, insanları, Hak yoluna cezbeden bir hizmet eridir.
Engin tevazuu, O'nu, halktan biri, sıradan bir insan gibi halkın içinde kaybolmaya iter. Hele Kur'an Ve Sünnet çizgisinde, tavizsiz yürüme gayreti ve insanları davet noktasındaki çabası takdire şayandır.
Kısaca; Allah ve Resulü'nün aşkı ile kavrulmuş bir gönüldür. O, Muhammedi hüzündür, gözyaşıdır. Halvette ve celvette, Hak'ta yok oluştur. "Ölmeden evvel ölünüz" sırrına eriş, yeniden diriliştir. İsteklerden arınış, ilhamlara mazhar oluştur.
O, kısaca, dopdolu bir ömür, bu âlemde bir garipliktir. Bize sorarsanız; nûrânî, güzel bir simanın ötesinde, bizlerin yıllardır bulmaya çalıştığımız yitiği, kayıp bir sevdadır, hikmettir, irfandır...
Bu sözlerin bir gönül adamını anlatmada oldukça kifayetsiz kalacağını biliyor, sözü uzatmadan sizleri kitapla başbaşa bırakıyoruz.
Bizleri feyizlendirerek istifade ettirmesi için Feyyaz-ı Mutlaka iltica ediyoruz.