ZİNDANDAKİ CENNET
Description:... Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin, onun kitaplarında okuduğum bir sözü beni çok etkilemişti: “Ben, sizleri ve Risale-i Nur'u müdâfaa için çok davalarda bulundum. O davalardaki şahitlerimin birinci sınıfı sizlerdiniz. Halbuki, inkârınızla hem beni şahitsiz bıraktınız hem de hakkımdaki ittihamı takviye ettiniz. Çünkü, sizin kaçmanız ve inkârınız, ‘Demek bir şey var ki, bunlar yanaşmıyorlar’ diye fikir verdi. Hem ben sizlerin nasıl tebrienize çalıştım, sizden çoluk çocukları olmayan kısmı beni yalnız bırakmamak için merdâne yanaşmak lazımdı. Fakat, iş işten geçti, yeniden yanaşmağa lüzum yok” (Bediüzzaman Said Nursi, Lem’alar, 28. Lem’a, 12. Nükte).
Anladığım kadarı ile onun talebelerinden bazıları, yargılandığı o zor dönemlerde Üstadımızla ve Nur Hizmeti ile irtibatını inkâr etmiş veya onlardan uzak durmuş.
Ben de düşündüm ki, bu dönemde Hocamıza da çok fazla hücum var ve onun her zaman yanında olduğumuzu ona hissettirmeliyiz. Bu kitabı yazarak ona destek olmak istedim ve ona bu kitap yoluyla şöyle söyledim: “Sen üzülme hocam. Biz seninle mutluluğu tanıdık ve hala da mutluyuz. Mutluluğumuzun zekâtını bize zulmedenlere versek, onlara o parça yeter de artar bile. Sen üzülme ve yoluna devam et; bizi Allah’ın izni ile hep yanında bulacaksın. Araplara kum veya Eskimolara kar satmak istesen bile senin yanındayız; tabii eğer sen bizi kabul edersen. Eğer şimdi Kestane Pazarı’ndaki kulübeciğin gibi bir yerde yeniden farklı bir hizmete başlarsan, lütfen bizleri de unutma. Senin davanın bulaşıkçısı, bekçisi veya tuvalet görevlisi olmayı, bu dünyadaki tüm mevki ve makamlara tercih ederim. Sen yürü hocam, geriye bakma.”
Bu kitabın bir kısmı cezaevinde ve kalanı dışarıda yazılmış ve yazılırken İslam büyüklerinin cümlelerinin sözlerinin doğru nakledilmesine azami özen gösterilmiştir.
Bu kitabın yazılmasının ikinci sebebi, özellikle 2014 yılından sonra yaşadıkları zorluklara katlanmakta zorluk çeken bazı Nur Talebelerine mental destek olmaktır. Bu desteği 3 şekilde vermeye çalıştım: Birincisi, yaşadıklarımızın hikmetini en yetkili ağızlardan onlara anlatmaya çalıştım. İkincisi, Nur talebelerinin yürüdükleri yolun ne kadar doğru bir yol olduğunu ve peşinden gittikleri mübarek zatların (Üstad ve Hocaefendi) değerini bir derece onlara anlatmaya çalıştım. Üçüncüsü ise bu zor dönemi en iyi değerlendirmek için neler yapılması gerektiğini onlara hatırlatmak istedim. Kusur etti isem Rabbimden af ve mağfiretimi dilerim.
Rabbim bizi hocamızın yolunda büyütsün, yürütsün. Âmin...
Son olarak; lütfen siz de kitabı okuduktan sonra Peygamber Efendimize (sav), Üstadımıza, Hocamıza, bu fakire, kitabı okuyanlara ve onların anne-babalarına, eşlerine, çocuklarına, kardeşlerine ve kardeşlerinin ailelerine, tüm nur talebelerine ve onların ailelerine dua edin.
Selam ve dua ile…
Dr. M. Said Hizan
Show description