MERKEZİ GÖSTEREN PUSULA
Hayatın merkezine alınan nesneye ya da düşünceye göre şekillenir varlığımız. Ona ulaşma gayesi bazen sınırlar çiğnetir, bazen fedakârlık gerektirir. Bu nedenle önemlidir, merkeze neyi aldığımız çünkü onu canlı tutma gayretidir bizi de canlı tutan. Pusulamızın ibresi hep o tek hedefi işaret eder ve bütün eylemlerimiz varış noktamızın nabzıyla atar.
İnsanlık tarihi, maddi gayelerin sadece hezimeti doğurduğunu göstermiştir. Oysa yalnızca sanat gibi seçkin hedeflerle yücelmeyi başarmıştır insan. O yüzden Karabatak, pusulasını tek bir noktaya çevirip edebiyatı hayatın merkezine yerleştirmiştir.
Hayatı merkeze alarak yine iddialı bir röportaja imza attık. Edebiyat dünyamızın dününe ve bugününe vâkıf olan önemli isimlerden Prof. Dr. M. Fatih Andı, “Türk Edebiyatının Romanla İlişkisi, Sancılı Bir İlişkidir” diyerek zengin bir söyleşiyle hem edebiyata hem de edebiyatın hayatımıza yansımalarına yeni bir ufuk açtı.
Her şeyin bir merkezi olduğu gibi, eserlerin de merkezleri vardır. Yazar ya da şairler kimi zaman bu noktayı ithaflarıyla göstermişlerdir. Bunu bulmak için Karabatak da dosyasını “ithaf” konusuna ayırdı. Tarihsel sürecinden bugüne, ünlü olanlarından tuhaflarına kadar geniş bir halka çizildi bu konu etrafında. Mehmet Ulukütük, Şafak Çelik, Naime Erkovan, Bünyamin Demirci, Fatih Taşcı, Meryem Kılıç ve Dursun Güzel dosyada yer alan isimler.
Bu sayımızın şairleri Koray Feyiz, Murat Batmankaya, Hüseyin Akın, Nurettin Durman, Hasan Akay, Meryem Kılıç, Adnan Metin, Şafak Çelik, Sümeyra Yaman, Emirhan Kömürcü, Yusuf Koşal, Sare Öztürk, Çayan Özvaran, Sevgi Yerlioğlu, Nihat Hayri Azamat, Ahmet Sarı, F. Nuriye Torun, Şeymanur Cuvoğlu, Samet Koparan, Nuriye Erdoğan ve Ali Seyyah.
Öykücülerimiz Güzide Ertürk, Bünyamin Demirci, Mehmet Babalıoğlu, Demet Soysal, Önder Şit, C. Zeynep Kaplantaş, Meliha Öz, Şeyma Gümüş, Selma Türköz ve Muhammed İkbal Yıldırım. Şiir çevirmenlerimiz Sare Öztürk, Prof. Dr. Mehmet Kanar ve Ahmet Cora.
Deneme yazılarında Necati Mert, Zeki Demirkubuz ve Van Gogh eksenli çalışmasıyla yer aldı; Türkân Alvan, “Huzur” romanının mûsıkî tahlilini yaparken İmran Elagöz Taşkın, kelimelerin anlam yolculuğunu inceledi. Poetika yazılarımızda Hasan Akay, bu kez göstergelerin dünyasını mana merceğinin altına aldı. Ali Ömer Akbulut “Şiir İnsanın En Mükemmel İsmidir” yazısını; Mehmet Sabri Genç “Kâbuslar da Şahlanır” başlıklı tefrikasını paylaştı Karabatak okurlarıyla.
Kitap tanıtım yazılarında Nurbanu Dönmez, Şerif Eskin’in “Zaman ve Hafızanın İzinde” isimli eserini; Sümeyra Yaman, Cafer Keklikçi’nin “El İzleri” adlı deneme ve “Havarya” isimli şiir kitabını ve Önder Şit, Ayhan Geçgin’in “Uzun Yürüyüş” romanını inceledi.
Atölye bölümümüzde Ayşe Kâfi, İstanbul Modern’de sergilenen “Zaman ve Sanatçı” isimli koleksiyonu değerlendirirken gezi yazılarında F. Hande Topbaş bizi masallar şehri Van’a ve H. Hümeyra Şahin Dostoyevski’nin kenti St. Petersburg’a götürdü. Hüseyin Sorgun, “Hamlet dindar mıydı?” sorusunun cevabını Jalon’da bulmaya çalıştı; sinema bölümümüzde Hakan Bilge, aşk filmlerinin efsane yönetmeni François Truffaut’yu sayfasına taşırken Songül Koç, Pixar’ın son animasyon filmlerinden “Ters Yüz”ü (Inside Out) Karabatak okurları için değerlendirdi.
Ayrıca Sedat Gever’in eşsiz grafik tasarımı ve fotomanipülasyonlarıyla; Ertan Ayhan Sertöz’ün kara kalem çizimiyle ve fotoğraf sayfasının bu ayki konuğu Çayan Özvaran’la Karabatak, yirmi ikinci kez havalandı.